Bir Çay Hikayesi..
Öyle çok çay seven bir toplumuz ki.. Yemeklerden sonra MUTLAKA
çay olmalı. Hatta bir restorana gittiğiniz zaman dikkat edin, yemekten hemen
sonra çay ister misiniz diye soruyolarlar. Neden kahve değil de çay? Çok duymuşumdur, çay içmezsem başım ağrıyor, odaklanamıyorum, bir şeyler eksik gibi sanki diyenleri .. Kültürümüz o kadar güzel ki çayın
hikayesi çok öncelere dayanıyor. Çay ilk
defa Milattan Önce 2737 yılında, Çin İmparatoru Shen Nung tarafından, kaynayan
suya çay yapraklarının düşmesi sonucu, tesadüfen bulunmuştur. Kaynayan suda
oluşan farklı renkteki karışımın aroması ve tadı beğenilmiş, önce Çin’e, oradan
da tüm dünyaya yayılmıştır. Çay bitkisinden ticari kullanıma uygun, temel
olarak 3 çeşit çay üretmektedir. Bunlardan yeşil çay fermantasyona uğramadan,
oolong çayı yarı fermante edilerek ve siyah çay tam fermantasyonla elde
edilmektedir.
Çayın lezzetinin yanında birçok araştırmalar yapılmış ve
bilim çevreleri çayın tedavi edici
etkisini tekrar keşfetmişler. Hem yeşil hem de siyah çayın her yaş grubu için
başta koroner kalp hastalıkları (KKH), inme, kalp damar hastalıkları (KDH),
hipertansiyon, mide ve kolerektal gibi çeşitli kanser türleri olmak üzere,
artirit, antiviral ve antiinflamatuar hastalıklara karşı koruyucu ve kemik
yoğunluğunu düzenleyici, etkileri yapılan araştırmalarla gösterilmiştir.
Yeşil Çay
Yeşil çayın antioksidan, antiinflamatuar, antikanserojenik,
antiobezite, kolesterolü düşürücü, damar sertliğini önleyici, antidiyabetik,
antiviral ve yaşlanmayı geciktirici, ağız sağlığını koruyucu etkilere sahip
olduğu bildirilmiştir.
Alzheimer ve parkinson gibi nöronal hastalıklara karşı
koruyucu etki gösterebileceği, bakteriyel ve viral enfeksiyonları
önleyebileceği, gastrik, mide ve on iki parmak bağırsak ülseri gibi
hastalıklara neden olan H. pylori'nin gelişimini de engelleyebileceği
araştırmalarla bildirilmiştir.
Siyah Çay
LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) ve toplam kolesterol
düzeyini azaltarak koroner kalp hastalıkları riskini azalttığı parkinson
hastalığına yakalanma riskini ve hayvan modelleriyle yapılan çalışmalarda bazı
kanser tiplerini (deri, akciğer, sindirim sistemi) önleyebileceği
bildirilmiştir.
Oolong Çay
Oolong çay ise antioksidan, antikanserojen, antialerjik,
diyabeti, obeziteyi, ateroskleroz ve kalp hastalıklarını önleyici özellikleri
bildirilmiştir. Oolong çayın kanser, obezite, ateroskleroz ve kalp hastalığı,
diyabet ve alerji önleyici etkiye sahip olduğu da rapor edilmiştir.
Peki Beyaz Çay????
Çay çeşitleri arasında en bilinmeyeni beyaz çaydır. Beyaz çay
en az üretilen ve en yüksek düzeyde antioksidan içeren çay çeşidi olarak
bilinmektedir. Beyaz çay, dünyanın en nadide ve en pahalı çayıdır.
Oregon State
Universitesi Ulusal Kanser Enstitüsü araştırmacılarına göre; ‘Beyaz çay daha yüksek polifenol
içermektedir. Bu da beyaz çayın kanserle mücadeleki potensiyel gücünü
artırmaktadır. Beyaz çay aslında insanları kansere karşı koruyucu bir görevde
üstlenmektedir.’
American society for
microbiology araştırmacılarına göre; ‘Beyaz çayın kanser önleyici, düşük kolesterol,düşük kan
basıncı, kalp koruyucu,antidiyabetik, kemik ve ağız sağlığı üzerinde olumlu
etkileri vardır.’
Yeşil ve beyaz çay gibi
bugünlerde popüler olarak tüketilen bitki çaylarının sizce zayıflamaya etkisi
var mı ?
Kilo vermek isteyen insanların doğal ve bitkisel ürünlere
olan ilgisi gün geçtikçe artmaktadır. Çay, özellikle yeşil çay, bu tür bir
bitkidir. Yapılan bir çalışmada siyah, yeşil ve oolong çay yaprakları ile
beslenen sıçanların ağırlıklarında, plazma trigliserit, kolesterol ve LDL
kolesterollerinde anlamlı bir düşüş bulunmuştur.
Yeşil çayın anti-obezite etkisini araştıran bir fare
çalışmasında, diyetlerine 4 ay boyunca, % 1- 4 arası yeşil çay eklenen dişi
farelerin besin alımında, vücut ağırlığı kazanımında ve yağ dokusu
toplanmasında istatistiksel olarak anlamlı farklar bulunmuştur. Ayrıca bu
farelerin kolesterol ve trigliserit düzeyleri de düşük bulunmuştur. Çalışmanın
en ilginç sonucu ise yeşil çayın kilo vermeye doğrudan etkisinin olduğunu
gösterebilecek serum leptin düzeylerindeki azalmadır.
Bu çalışmalar ışığında kilo vermeye yardımcı fakat sadece
bunu içersem kilo verebilirim diye bir şey yok maalesef. Dengeli ve düzenli bir
şekilde beslenip bu tür çayları da zamanında ve miktarında tüketirsek
zayıflamamıza yardımcı olacaklardır.
Günlük çay tüketim miktarı ve uygun alım şekli nasıl olmalıdır ??
Reimertz’in tarifine göre ideal bir demlemede su çok
önemlidir. Su çabucak kaynatılmalı (yeşil çay için azami 70-80 C) oksijen
kaybını engellemek için kaynama süresi on saniyeyi geçmemelidir.
Demliğe su eklenir 3-5 dakika arası demlenir. Reimertz’e göre
ideal demleme süresi çayın rengi ile belirlenir ancak 2,5 dakika demlenen çay
uyarıcı, 5 dakika demlenen çay sakinleştirici etki yapar.
Günde 4 fincan veya daha az çayın yeterli olmadığını, toplam
yağı, tuzu azaltılmış, yeterli sebze ve meyve içeren, kepekli tahılların
kullanımı ile çözünür- çözünmez posa içeriği daha uygun hale getirilmiş,
sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile birlikte tüketilecek günde 5- 6 fincan
çayın kronik hastalık risklerinin azaltılmasına yardımcı olacağı
belirtilmektedir. Yetişkinleri için önerilen sıvı tüketiminin 2.5 L olduğu
düşünülürse bunun 0.9- 1.4 L’sinin çaydan alınması önerilmektedir.
En az 1 yıl boyunca günde 120 ml veya daha fazla yeşil veya
oolong çay tüketiminin hipertansiyon gelişme riskini önemli ölçüde azalttığını
rapor etmiştir. Günde 3 ile 6 fincan arasında siyah çay alımının, koroner kalp
hastalığı riskini azalttığı belirtilmiştir.
Sağlıklı Günler Dilerim.. :)