Minor changes, great strides!

9 Nisan 2016 Cumartesi

Diyet ürün ve diyabetik ürün farkı nedir?

Günümüzde,Diyet’ ürünler ile ‘diyabetik’ ürünler sıklıkla karıştırılmaktadır.

Ø Diyet ürün; toplam enerjisi %25 azaltılmış, posa(lif) içeriği arttırılmış ürün demek iken

Ø Diyabetik ürün; sadece şeker yerine tatlandırıcı (aspartam,sorbitol,sükraloz vb.) kullanılarak hazırlanan üründür. Amaç kan şekerini yükseltmemektir.

Ø Diyet yapan bireylerin diyabetik ürünler kullanması gerekmez.

Ø Diyabetik ürünlerde şeker yerine tatlandırıcı kullanıldığından, kaybedilen tadı ve aromayı sağlamak için daha fazla YAĞ kullanılabilir. Bu durumda diyabetik ürün kullanan bir kişi, şeker tüketmemiş olur fakat normalde alacağından DAHA FAZLA YAĞ almış olur.

Ø  Yani diyabetik ürünler KALORİSİ AZALTILMIŞ ÜRÜNLER DEĞİLLERDİR.


Ø Aynı şekilde, diyet ürünler de şeker içerme olasılığı olduğu için diyabetik bireyler tarafından bilinçsizce tüketilmemelidir.

  
                                                                                            Sağlıklı  Günler Dilerim.. :)

28 Mart 2016 Pazartesi

Bir Çay Hikayesi..
Öyle çok çay seven bir toplumuz ki.. Yemeklerden sonra MUTLAKA çay olmalı. Hatta bir restorana gittiğiniz zaman dikkat edin, yemekten hemen sonra çay ister misiniz diye soruyolarlar. Neden kahve değil de çay? Çok duymuşumdur, çay içmezsem başım ağrıyor, odaklanamıyorum, bir şeyler eksik gibi sanki diyenleri .. Kültürümüz o kadar güzel ki çayın hikayesi  çok öncelere dayanıyor. Çay ilk defa Milattan Önce 2737 yılında, Çin İmparatoru Shen Nung tarafından, kaynayan suya çay yapraklarının düşmesi sonucu, tesadüfen bulunmuştur. Kaynayan suda oluşan farklı renkteki karışımın aroması ve tadı beğenilmiş, önce Çin’e, oradan da tüm dünyaya yayılmıştır. Çay bitkisinden ticari kullanıma uygun, temel olarak 3 çeşit çay üretmektedir. Bunlardan yeşil çay fermantasyona uğramadan, oolong çayı yarı fermante edilerek ve siyah çay tam fermantasyonla elde edilmektedir.
Çayın lezzetinin yanında birçok araştırmalar yapılmış ve bilim çevreleri  çayın tedavi edici etkisini tekrar keşfetmişler. Hem yeşil hem de siyah çayın her yaş grubu için başta koroner kalp hastalıkları (KKH), inme, kalp damar hastalıkları (KDH), hipertansiyon, mide ve kolerektal gibi çeşitli kanser türleri olmak üzere, artirit, antiviral ve antiinflamatuar hastalıklara karşı koruyucu ve kemik yoğunluğunu düzenleyici, etkileri yapılan araştırmalarla gösterilmiştir.

Yeşil Çay
Yeşil çayın antioksidan, antiinflamatuar, antikanserojenik, antiobezite, kolesterolü düşürücü, damar sertliğini önleyici, antidiyabetik, antiviral ve yaşlanmayı geciktirici, ağız sağlığını koruyucu etkilere sahip olduğu bildirilmiştir.
Alzheimer ve parkinson gibi nöronal hastalıklara karşı koruyucu etki gösterebileceği, bakteriyel ve viral enfeksiyonları önleyebileceği, gastrik, mide ve on iki parmak bağırsak ülseri gibi hastalıklara neden olan H. pylori'nin gelişimini de engelleyebileceği araştırmalarla bildirilmiştir.

Siyah Çay
LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) ve toplam kolesterol düzeyini azaltarak koroner kalp hastalıkları riskini azalttığı parkinson hastalığına yakalanma riskini ve hayvan modelleriyle yapılan çalışmalarda bazı kanser tiplerini (deri, akciğer, sindirim sistemi) önleyebileceği bildirilmiştir.

Oolong Çay
Oolong çay ise antioksidan, antikanserojen, antialerjik, diyabeti, obeziteyi, ateroskleroz ve kalp hastalıklarını önleyici özellikleri bildirilmiştir. Oolong çayın kanser, obezite, ateroskleroz ve kalp hastalığı, diyabet ve alerji önleyici etkiye sahip olduğu da rapor edilmiştir.

Peki Beyaz Çay????
Çay çeşitleri arasında en bilinmeyeni beyaz çaydır. Beyaz çay en az üretilen ve en yüksek düzeyde antioksidan içeren çay çeşidi olarak bilinmektedir. Beyaz çay, dünyanın en nadide ve en pahalı çayıdır.
Oregon State Universitesi Ulusal Kanser Enstitüsü araştırmacılarına göre; ‘Beyaz çay daha yüksek polifenol içermektedir. Bu da beyaz çayın kanserle mücadeleki potensiyel  gücünü artırmaktadır. Beyaz çay aslında insanları kansere karşı koruyucu bir görevde üstlenmektedir.’
American society for microbiology araştırmacılarına göre; ‘Beyaz çayın kanser önleyici, düşük kolesterol,düşük kan basıncı, kalp koruyucu,antidiyabetik, kemik ve ağız sağlığı üzerinde olumlu etkileri vardır.’

Yeşil ve beyaz çay gibi bugünlerde popüler olarak tüketilen bitki çaylarının sizce zayıflamaya etkisi var mı ?
Kilo vermek isteyen insanların doğal ve bitkisel ürünlere olan ilgisi gün geçtikçe artmaktadır. Çay, özellikle yeşil çay, bu tür bir bitkidir. Yapılan bir çalışmada siyah, yeşil ve oolong çay yaprakları ile beslenen sıçanların ağırlıklarında, plazma trigliserit, kolesterol ve LDL kolesterollerinde anlamlı bir düşüş bulunmuştur.
Yeşil çayın anti-obezite etkisini araştıran bir fare çalışmasında, diyetlerine 4 ay boyunca, % 1- 4 arası yeşil çay eklenen dişi farelerin besin alımında, vücut ağırlığı kazanımında ve yağ dokusu toplanmasında istatistiksel olarak anlamlı farklar bulunmuştur. Ayrıca bu farelerin kolesterol ve trigliserit düzeyleri de düşük bulunmuştur. Çalışmanın en ilginç sonucu ise yeşil çayın kilo vermeye doğrudan etkisinin olduğunu gösterebilecek serum leptin düzeylerindeki azalmadır.
Bu çalışmalar ışığında kilo vermeye yardımcı fakat sadece bunu içersem kilo verebilirim diye bir şey yok maalesef. Dengeli ve düzenli bir şekilde beslenip bu tür çayları da zamanında ve miktarında tüketirsek zayıflamamıza  yardımcı olacaklardır.

 Günlük çay tüketim miktarı ve uygun alım şekli nasıl olmalıdır ??
Reimertz’in tarifine göre ideal bir demlemede su çok önemlidir. Su çabucak kaynatılmalı (yeşil çay için azami 70-80 C) oksijen kaybını engellemek için kaynama süresi on saniyeyi geçmemelidir.
Demliğe su eklenir 3-5 dakika arası demlenir. Reimertz’e göre ideal demleme süresi çayın rengi ile belirlenir ancak 2,5 dakika demlenen çay uyarıcı, 5 dakika demlenen çay sakinleştirici etki yapar.
Günde 4 fincan veya daha az çayın yeterli olmadığını, toplam yağı, tuzu azaltılmış, yeterli sebze ve meyve içeren, kepekli tahılların kullanımı ile çözünür- çözünmez posa içeriği daha uygun hale getirilmiş, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile birlikte tüketilecek günde 5- 6 fincan çayın kronik hastalık risklerinin azaltılmasına yardımcı olacağı belirtilmektedir. Yetişkinleri için önerilen sıvı tüketiminin 2.5 L olduğu düşünülürse bunun 0.9- 1.4 L’sinin çaydan alınması önerilmektedir.

En az 1 yıl boyunca günde 120 ml veya daha fazla yeşil veya oolong çay tüketiminin hipertansiyon gelişme riskini önemli ölçüde azalttığını rapor etmiştir. Günde 3 ile 6 fincan arasında siyah çay alımının, koroner kalp hastalığı riskini azalttığı belirtilmiştir.


                                                                                         Sağlıklı Günler Dilerim.. :)