Minor changes, great strides!

5 Temmuz 2015 Pazar

'Bitter Çikolata'

Bitter çikolata sevmeyen var mı? Desem, eminim ki birçok kişi sevmediğini söyleyecektir. Kendi adıma söylemeliyim ki, bitter çikolata hayranı bir diyetisyenim. Genellikle ağızda hafif bir acı tat oluşturmasından dolayı pek tercih edilmez. Ama aslında tercih etmek için çok fazla sebep var. Bugün bu yazıda gelin birlikte bitter çikolatanın yararlarına bakalım. Tercihi siz yapın.. J
Çikolatalara genel olarak bakacak olursak;  çikolatalar temelde siyah (bitter), beyaz ve sütlü olarak üç grupta toplanırlar ve içlerinde en yoğun kakao bulunduranı ise siyah çikolatadır. Bunların dışında, çikolatalı şekerlemeler de mevcuttur. Ancak fazlasıyla yağ, şeker ve kimyasallar içerirler ve sağlığımız için pek de olumlu etki yaratmayabilir.

Bitter Çikolatanın Glisemik İndeksi Düşüktür!

Bitter çikolata glisemik indeksi düşük olan bir besindir. Glisemik indeksi düşük olan besinler kan şekerinin hızlı yükseltmeyen besinlerdir. Ayrıca araştırmalar, kakaoda bulunan flavonoidlerin insülin duyarlılığını geliştirdiklerine ilişkin anlamlı sonuçlar vermiştir.

Bitter Çikolata Kalp Dostudur!

Kakao içinde bulunan bakır ve magnezyum da kalp sağlığı için önemli minerallerdir ve kan basıncını düzenlemeye yardımcı olurlar. Yapılan bir araştırma da kakao yiyenlerin 15 yıllık süre boyunca kalp hastalıklarından ölüm oranının %50 azaldığı görüldü. Bunun nedeni bitter çikolatanın çok yüksek antioksidan barındırmasından kaynaklıdır.

Kötü Kolesterolü(LDL) Düşürür!

Bir araştırmaya göre polifenol zengini olan siyah çikolatalanın kötü kolesterolü (LDL)%10 düşürdüğü görülmüştür.

 Kan Basıncını Düşürür!

Araştırmalar haftada 2-3 kez tüketilen az miktardaki siyah çikolatanın kan basıncını düşürmede etkili olduğunu göstermektedir.

Antioksidan Deposudur!

Antioksidandan daha öncede bahsetmiştim. Hücreleri serbest radikallerden koruyan maddelerdir. Antioksidan miktarı en fazla olan besinlerden biri kakaodur. Bitter çikolatada kakaodan zengin olduğu için antioksidan hücreleri serbest radikallerin hasarından koruyarak sizi kanserden, kalp hastalıklarından uzak tutar, yaşlanmayı geciktirir.

Bilişsel Fonksiyonlar İçin Önemli!

Bir çalışmada 8 hafta boyunca 90 tane yaşlı ve hafıza problemleri olan kişiye farklı miktarlarda kakao flavanolleri içeren besinler verilmiş ve kakao flavanolleri en fazla verilen gruptakilerin bilişsel fonksiyonlarında en yüksek seviyede iyileşme tespit edilmiştir.

Güneş Işınlarından Korur!

Güneşten gelen ışınlar zamanla cildimize zarar verir. Özellikle yaz aylarında güneşe çok maruz kalırız. Bu da cildi yaşlandırır, kırışıklıklara neden olur. Cilt kanserine bile neden olabilir. Bitter çikolatada bulunan flavanoller cildi güneş ışınlarına karşı korur. Özellikle yaz aylarında belli ölçilerde tüketilmesini öneriyoruz.

Beyin Fonksiyonlarını Artırır!

Çikolata phenethylamine (PEA) içerir. Phenethylamine ise sinir sistemini uyarır, bazı salgıların salınmasını tetikler, ağrıları dindirir ve insanın kendini iyi hissetmesini sağlar. PEA aynı zamanda ‘aşık olduğunuzda’ da üretilir. Endorfin salgılanmasını artırır. Bu salgı, mutluluk duygusu duymamızı sağlar. Bitter çikolata beyine giden kan akşını artırarak beyin fonksiyonlarını artırır. Aynı zamanda felç riskini de azaltır.

Migren Hastaları Dikkat!

Migren hastalarına çikolatanın yarardan çok zarar getireceği, çünkü migren hastalarının  bir enzim yetersizliği çektiği ve çikolatanın damarları açarak bu enzimin daha çok tüketilmesine yol açtığı bulunmuştur.

Hangi Bitter Çikolatayı Tüketmeliyim?

Piyasada birçok bitter çikolata çeşidi var. Peki bitter çikolata alırken etiket okuyor muyuz? Hangi çeşidini tüketmeliyiz? Özellikle kakao oranı yüksek bitter çikolata bizim için çok önemli. İlk dikkat edeceğiniz şey, kakao yüzdesi olmalıdır. İçeriğinde en az %60 kakao içeren ve güvenilir markaların ürünlerini tüketmelisiniz. %70 ve üzeri olanlar elbette çok daha iyi ama piyasada bu yoğunlukta kakao içeren siyah çikolata bulmak oldukça güç. Sütlü ve beyaz çikolatalarda kakao yüzdesi düşük olduğu için bu yukarda saydığım faydaları ne yazık ki alamıyoruz. Kakaoyu doğal olarak tüketmekte de fayda var.

Ne Kadar Tüketmeliyim?

Haftada 2-3 kez 30-60 gram kadar tüketmeniz sağlığınız için olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ancak bazı kişiler bununla yetinmeyip, bağımlı hale gelip çok tüketebiliyor. İşte o zaman, sayılan tüm bu avantajların yanında, yüksek şeker ve yağ içeriğiyle şişmanlığa ve bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Bu yüzden ölçülü tüketmekte, eğer kendinize hakim olamayacaksanız çikolata tüketimini tamamen kesmeniz doğru olacaktır.
Sonuç olarak, çikolatanın olumlu yanlarını akılda bulundurmak ancak çikolata konusunda fazla aşırıya kaçmamak gereklidir. Ölçüye dikkat ediniz.. J

                                                                                                Sağlıklı Günler Dilerim.. J

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Bir Kahve?

Kahvenin en çok sevdiğim yanı içerken birlikte yapılan sohbetleridir, öyle içten öyle samimidir ki konuştukça konuşasınız gelir.” Bir kahve yapayım da uzun uzun konuşalım.” Çok klasiktir ama onun tadı farklıdır gerçekten.. Kahve kültürü öyle yerleşmiştir ki sadece sohbet ederken değil, ya da herhangi bir öğle saatinde değil günün her saatinde her yemekten sonra tüketilir. Eskiler daha iyi bilir ve kahvenin aslını içerler, sade kahve dediğimiz filtre kahveler özellikle.. Genç kesimin kahveye olan ilgisi daha çok aromalı olanlarıdır. J  Kahve’nin o harika kokusu bile sakinleştirici ve keyif verici özelliğe sahip! Peki bakalım kahve vücudumuz için ne derece sağlıklı?
Kahve, kafein haricinde yaklaşık 400 kimyasal, eser miktarda antioksidan ve niasin içerir. Ayrıca mineraller, tanen ve karamelize olmuş şeker içerir. Kahvenin kendisi kalori içermez ancak süt, krema ve şeker eklemesiyle kalorisi katlanır.

Antioksidan deposudur kahve!

Yeşil çayın, bazı meyvelerin antioksidan içeriği pek çok kişi tarafından bilinir fakat kahvenin de antioksidandan zengin olduğu bilgisi malesef çok yaygın değildir. Kahve, antioksidan içeriği en yüksek yüzdeye sahip besinlerden birisidir. Detoks etkisi yapar, arınmayı sağlar.

Kas ve Sinir Sistemini Uyarıcı Etkisi!

Kafeinin kas ve sinir sistemini uyarıcı etkisi vardır. Dolayısıyla kişiyi daha uyanık ve dikkatli duruma getirdiği söylenebilir.

 Metabolik Hızı Arttırıcı Gücü!

Kafein, metabolik hız üzerinde de etkilidir. Vücutta yağ yıkımını hızlandırır. Kafein yağ hücresini küçülmekte ve metobolik hız üzerindeki etkisiyle de kilo kaybına yardımcı olmaktadır.

Yaşlı Bireylerde Çok Etkili!

Kahve, yaşlı bireylerin daha hızlı düşünmesine sağlamakta ve hatırlama yeteneğinin artmasına yardımcı olmaktadır. 80 yaşın üstünde bulunan bayanlar üstünde yapılan çalışmada, önceden kahve tüketimi olanların mental fonksiyon testlerinde daha iyi performans gösterdikleri, küçük çapta yapılan bir başka araştırmaya göre ise günde 3 fincan kahve tüketmenin Alzheimer hastalığı gelişim riskini %60 oranında azalttığı bulunmuştur.

Diyabet(Şeker Hastalığı) Hastaları Dikkat!

Yapılan bir araştırmaya göre, günlük içilen her bir fincan kahvenin Tip 2 DM riskini %7 oranında azaltıcı etki gösterdiğini bildirmiştir. Ayrıca şeker ile tatlandırılmış 1 porsiyon içeceğin 1 kupa ( 275 mL) kahve ile değiştirilmesi sonucu Tip 2 DM riskinin %17 azaldığı bulunmuştur. Ayrıca kahvenin insülin direnci ve bozulmuş glikoz toleransı üzerine de olumlu etkileri vardır.

Kanser Hastaları Dikkat!

Kanser üzerinde yapılan çalışmalar yeterli olmamasına karşın, yeni bir araştırmaya göre; gün içerisinde 3 bardak kahve tüketimi, karaciğer kanserine yakalanma riskini ortalama % 50 oranında azaltmaktadır. Yine cilt kanseri, meme kanseri, kalın bağırsak ve rektum kanserini önleyici etkileri yapılan çalışmalarda görülmüştür.

Karaciğer Yağlanması Olan Bireyler Dikkat!

Yayınlanmış bilimsel bir çalışmaya göre; günde en az 1 kupa kahve içen kişilerin karaciğer sirozuna yakalanma olasılığının % 20 daha az olduğunu ortaya koymuştur.

Fazla Alıma Dikkat!

1.      Uyku Düzensizliği!

Devamlı kafein alan bireylerde uyku problemleri görülebilir. Kişiler kafeine alışkanlık yapacakları için kahve içmezlerse eğer huzursuzluk, baş ağrısı gibi durumlardan şikayetçi olabilirler.

2.      Mide Rahatsızlığı Olanlar!

Kahvenin etken maddesi olan kafein mide salgısının aşırı artmasına sebep olur ve mide dokusu zayıf olan bireylerde ülser riskinin artmasına sebep olabilir. Bu nedenle mide rahatsızlığı olan kişilerin kahve tüketirken dikkatli olması gerekmektedir.


3.      İdrara Çıkışı Artırır!

Kahvenin aynı çay gibi diüretik etkisi vardır. Çok tüketildiği takdirde bu etkiyi gösterecektir. Ayrıca aşırı kafein alımını idrarla kalsiyum atımını da artırır. Yaşlı bireylerde zaten kemik erimesi gibi sorunlar görüldüğü için daha dikkatli tüketilmesi gerekmektedir. Vücuttaki kalsiyum dengesinin bozulmasına neden olduğu için özellikle yaşlı kişilerin kahve tüketirken daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Eğer böyle bir tüketim şekli varsa kalsiyumdan zengin beslenilmesi gerekir.

4.      Gebe kalmayı etkiliyor!

Yapılan birçok çalışmada, günde 300 mg dan daha fazla kafein alımının gebe kalmayı geciktirdiğini bulunmuştur. Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltabiliyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor.

5.      Kalp problemlerine yol açabilir!

Kafein, kan basıncında ani değişikliklere neden olur. Bazı hassas kişiler bunu tolere edemeyebilir. Kalp aritmisini artırır. Kalp çarpıntısına, düzensiz kalp atışlarına neden alabilir.

6.      Kahveyi yemeklerin hemen üzerine içmeyin!

Kahveyi yemeklerin hemen üzerine içmek, içerdikleri tanenler nedeniyle demir emilimini de engelliyor. Bu göz önünde bulundurularak kahveyi; yemeklerden 1.5-2 saat sonra içmek daha doğru olacaktır. 

Ne kadar tüketilmeli?

Günlük alınabilecek maksimum kafein için; kahve tüketiminizi günlük 2-3 fincanla sınırlı tutmanız sağlık için yararlı olacaktır. Kafeinsiz kahve tüketiyorsanız bu ölçü biraz daha arttırılabilir. Günlük kafein alımı 300 mg’dan az olmalıdır. Kilo kontrolü için; kahvenizi şekersiz tercih etmelisiniz. Böylece fazladan kalori almaktan da kurtulmuş olursunuz. Kahvenize süt ekleyerek tüketebilirsiniz. Bu şekilde hazırladığınız protein kalitesi yüksek, tok tutan ve kalsiyumdan zengin süt katılmış kahvenizi ara öğünlerde tercih edebilirsiniz. Kahvenin, kan şekerini dengeleme özelliği de bulunduğundan sağlıklı bir ara öğün alternatifidir.

ÖNEMLİ!

Çocuklar, yetişkinlerin tüketebileceği kafein miktarının en fazla ¼ kadarını tüketmeli, daha fazlasına izin verilmemelidir. Kafeinin yararlarından bahsettim, ama kafein sadece kahve de değil aynı zamanda kolada, çayda, bitter çikolatada kafein bulunmaktadır. Mesela kolada kafeinin yanı sıra gazlı bir içecek olması, şeker ve gıda katkı maddelerini içerir. Mümkünse kafein alımını çay, kahve ve az miktarda bitter çikolatadan karşılanmalı, kola gibi içecekler tercih edilmemelidir.
Kafeininde belli miktarda alımı yarar, fazlası ise zarara neden olmaktadır. Bu yüzden özellikle kahve tüketmeye düşkün bir toplum olarak daha temkinli olunmalı, tüketim zamanı ve miktarı konusunda dikkatli davranmalıyız.

                                                   Güzel sohbetler eşliğinde kahve tüketilen günler dilerim.. J