Minor changes, great strides!

5 Temmuz 2015 Pazar

'Bitter Çikolata'

Bitter çikolata sevmeyen var mı? Desem, eminim ki birçok kişi sevmediğini söyleyecektir. Kendi adıma söylemeliyim ki, bitter çikolata hayranı bir diyetisyenim. Genellikle ağızda hafif bir acı tat oluşturmasından dolayı pek tercih edilmez. Ama aslında tercih etmek için çok fazla sebep var. Bugün bu yazıda gelin birlikte bitter çikolatanın yararlarına bakalım. Tercihi siz yapın.. J
Çikolatalara genel olarak bakacak olursak;  çikolatalar temelde siyah (bitter), beyaz ve sütlü olarak üç grupta toplanırlar ve içlerinde en yoğun kakao bulunduranı ise siyah çikolatadır. Bunların dışında, çikolatalı şekerlemeler de mevcuttur. Ancak fazlasıyla yağ, şeker ve kimyasallar içerirler ve sağlığımız için pek de olumlu etki yaratmayabilir.

Bitter Çikolatanın Glisemik İndeksi Düşüktür!

Bitter çikolata glisemik indeksi düşük olan bir besindir. Glisemik indeksi düşük olan besinler kan şekerinin hızlı yükseltmeyen besinlerdir. Ayrıca araştırmalar, kakaoda bulunan flavonoidlerin insülin duyarlılığını geliştirdiklerine ilişkin anlamlı sonuçlar vermiştir.

Bitter Çikolata Kalp Dostudur!

Kakao içinde bulunan bakır ve magnezyum da kalp sağlığı için önemli minerallerdir ve kan basıncını düzenlemeye yardımcı olurlar. Yapılan bir araştırma da kakao yiyenlerin 15 yıllık süre boyunca kalp hastalıklarından ölüm oranının %50 azaldığı görüldü. Bunun nedeni bitter çikolatanın çok yüksek antioksidan barındırmasından kaynaklıdır.

Kötü Kolesterolü(LDL) Düşürür!

Bir araştırmaya göre polifenol zengini olan siyah çikolatalanın kötü kolesterolü (LDL)%10 düşürdüğü görülmüştür.

 Kan Basıncını Düşürür!

Araştırmalar haftada 2-3 kez tüketilen az miktardaki siyah çikolatanın kan basıncını düşürmede etkili olduğunu göstermektedir.

Antioksidan Deposudur!

Antioksidandan daha öncede bahsetmiştim. Hücreleri serbest radikallerden koruyan maddelerdir. Antioksidan miktarı en fazla olan besinlerden biri kakaodur. Bitter çikolatada kakaodan zengin olduğu için antioksidan hücreleri serbest radikallerin hasarından koruyarak sizi kanserden, kalp hastalıklarından uzak tutar, yaşlanmayı geciktirir.

Bilişsel Fonksiyonlar İçin Önemli!

Bir çalışmada 8 hafta boyunca 90 tane yaşlı ve hafıza problemleri olan kişiye farklı miktarlarda kakao flavanolleri içeren besinler verilmiş ve kakao flavanolleri en fazla verilen gruptakilerin bilişsel fonksiyonlarında en yüksek seviyede iyileşme tespit edilmiştir.

Güneş Işınlarından Korur!

Güneşten gelen ışınlar zamanla cildimize zarar verir. Özellikle yaz aylarında güneşe çok maruz kalırız. Bu da cildi yaşlandırır, kırışıklıklara neden olur. Cilt kanserine bile neden olabilir. Bitter çikolatada bulunan flavanoller cildi güneş ışınlarına karşı korur. Özellikle yaz aylarında belli ölçilerde tüketilmesini öneriyoruz.

Beyin Fonksiyonlarını Artırır!

Çikolata phenethylamine (PEA) içerir. Phenethylamine ise sinir sistemini uyarır, bazı salgıların salınmasını tetikler, ağrıları dindirir ve insanın kendini iyi hissetmesini sağlar. PEA aynı zamanda ‘aşık olduğunuzda’ da üretilir. Endorfin salgılanmasını artırır. Bu salgı, mutluluk duygusu duymamızı sağlar. Bitter çikolata beyine giden kan akşını artırarak beyin fonksiyonlarını artırır. Aynı zamanda felç riskini de azaltır.

Migren Hastaları Dikkat!

Migren hastalarına çikolatanın yarardan çok zarar getireceği, çünkü migren hastalarının  bir enzim yetersizliği çektiği ve çikolatanın damarları açarak bu enzimin daha çok tüketilmesine yol açtığı bulunmuştur.

Hangi Bitter Çikolatayı Tüketmeliyim?

Piyasada birçok bitter çikolata çeşidi var. Peki bitter çikolata alırken etiket okuyor muyuz? Hangi çeşidini tüketmeliyiz? Özellikle kakao oranı yüksek bitter çikolata bizim için çok önemli. İlk dikkat edeceğiniz şey, kakao yüzdesi olmalıdır. İçeriğinde en az %60 kakao içeren ve güvenilir markaların ürünlerini tüketmelisiniz. %70 ve üzeri olanlar elbette çok daha iyi ama piyasada bu yoğunlukta kakao içeren siyah çikolata bulmak oldukça güç. Sütlü ve beyaz çikolatalarda kakao yüzdesi düşük olduğu için bu yukarda saydığım faydaları ne yazık ki alamıyoruz. Kakaoyu doğal olarak tüketmekte de fayda var.

Ne Kadar Tüketmeliyim?

Haftada 2-3 kez 30-60 gram kadar tüketmeniz sağlığınız için olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ancak bazı kişiler bununla yetinmeyip, bağımlı hale gelip çok tüketebiliyor. İşte o zaman, sayılan tüm bu avantajların yanında, yüksek şeker ve yağ içeriğiyle şişmanlığa ve bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Bu yüzden ölçülü tüketmekte, eğer kendinize hakim olamayacaksanız çikolata tüketimini tamamen kesmeniz doğru olacaktır.
Sonuç olarak, çikolatanın olumlu yanlarını akılda bulundurmak ancak çikolata konusunda fazla aşırıya kaçmamak gereklidir. Ölçüye dikkat ediniz.. J

                                                                                                Sağlıklı Günler Dilerim.. J

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Bir Kahve?

Kahvenin en çok sevdiğim yanı içerken birlikte yapılan sohbetleridir, öyle içten öyle samimidir ki konuştukça konuşasınız gelir.” Bir kahve yapayım da uzun uzun konuşalım.” Çok klasiktir ama onun tadı farklıdır gerçekten.. Kahve kültürü öyle yerleşmiştir ki sadece sohbet ederken değil, ya da herhangi bir öğle saatinde değil günün her saatinde her yemekten sonra tüketilir. Eskiler daha iyi bilir ve kahvenin aslını içerler, sade kahve dediğimiz filtre kahveler özellikle.. Genç kesimin kahveye olan ilgisi daha çok aromalı olanlarıdır. J  Kahve’nin o harika kokusu bile sakinleştirici ve keyif verici özelliğe sahip! Peki bakalım kahve vücudumuz için ne derece sağlıklı?
Kahve, kafein haricinde yaklaşık 400 kimyasal, eser miktarda antioksidan ve niasin içerir. Ayrıca mineraller, tanen ve karamelize olmuş şeker içerir. Kahvenin kendisi kalori içermez ancak süt, krema ve şeker eklemesiyle kalorisi katlanır.

Antioksidan deposudur kahve!

Yeşil çayın, bazı meyvelerin antioksidan içeriği pek çok kişi tarafından bilinir fakat kahvenin de antioksidandan zengin olduğu bilgisi malesef çok yaygın değildir. Kahve, antioksidan içeriği en yüksek yüzdeye sahip besinlerden birisidir. Detoks etkisi yapar, arınmayı sağlar.

Kas ve Sinir Sistemini Uyarıcı Etkisi!

Kafeinin kas ve sinir sistemini uyarıcı etkisi vardır. Dolayısıyla kişiyi daha uyanık ve dikkatli duruma getirdiği söylenebilir.

 Metabolik Hızı Arttırıcı Gücü!

Kafein, metabolik hız üzerinde de etkilidir. Vücutta yağ yıkımını hızlandırır. Kafein yağ hücresini küçülmekte ve metobolik hız üzerindeki etkisiyle de kilo kaybına yardımcı olmaktadır.

Yaşlı Bireylerde Çok Etkili!

Kahve, yaşlı bireylerin daha hızlı düşünmesine sağlamakta ve hatırlama yeteneğinin artmasına yardımcı olmaktadır. 80 yaşın üstünde bulunan bayanlar üstünde yapılan çalışmada, önceden kahve tüketimi olanların mental fonksiyon testlerinde daha iyi performans gösterdikleri, küçük çapta yapılan bir başka araştırmaya göre ise günde 3 fincan kahve tüketmenin Alzheimer hastalığı gelişim riskini %60 oranında azalttığı bulunmuştur.

Diyabet(Şeker Hastalığı) Hastaları Dikkat!

Yapılan bir araştırmaya göre, günlük içilen her bir fincan kahvenin Tip 2 DM riskini %7 oranında azaltıcı etki gösterdiğini bildirmiştir. Ayrıca şeker ile tatlandırılmış 1 porsiyon içeceğin 1 kupa ( 275 mL) kahve ile değiştirilmesi sonucu Tip 2 DM riskinin %17 azaldığı bulunmuştur. Ayrıca kahvenin insülin direnci ve bozulmuş glikoz toleransı üzerine de olumlu etkileri vardır.

Kanser Hastaları Dikkat!

Kanser üzerinde yapılan çalışmalar yeterli olmamasına karşın, yeni bir araştırmaya göre; gün içerisinde 3 bardak kahve tüketimi, karaciğer kanserine yakalanma riskini ortalama % 50 oranında azaltmaktadır. Yine cilt kanseri, meme kanseri, kalın bağırsak ve rektum kanserini önleyici etkileri yapılan çalışmalarda görülmüştür.

Karaciğer Yağlanması Olan Bireyler Dikkat!

Yayınlanmış bilimsel bir çalışmaya göre; günde en az 1 kupa kahve içen kişilerin karaciğer sirozuna yakalanma olasılığının % 20 daha az olduğunu ortaya koymuştur.

Fazla Alıma Dikkat!

1.      Uyku Düzensizliği!

Devamlı kafein alan bireylerde uyku problemleri görülebilir. Kişiler kafeine alışkanlık yapacakları için kahve içmezlerse eğer huzursuzluk, baş ağrısı gibi durumlardan şikayetçi olabilirler.

2.      Mide Rahatsızlığı Olanlar!

Kahvenin etken maddesi olan kafein mide salgısının aşırı artmasına sebep olur ve mide dokusu zayıf olan bireylerde ülser riskinin artmasına sebep olabilir. Bu nedenle mide rahatsızlığı olan kişilerin kahve tüketirken dikkatli olması gerekmektedir.


3.      İdrara Çıkışı Artırır!

Kahvenin aynı çay gibi diüretik etkisi vardır. Çok tüketildiği takdirde bu etkiyi gösterecektir. Ayrıca aşırı kafein alımını idrarla kalsiyum atımını da artırır. Yaşlı bireylerde zaten kemik erimesi gibi sorunlar görüldüğü için daha dikkatli tüketilmesi gerekmektedir. Vücuttaki kalsiyum dengesinin bozulmasına neden olduğu için özellikle yaşlı kişilerin kahve tüketirken daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Eğer böyle bir tüketim şekli varsa kalsiyumdan zengin beslenilmesi gerekir.

4.      Gebe kalmayı etkiliyor!

Yapılan birçok çalışmada, günde 300 mg dan daha fazla kafein alımının gebe kalmayı geciktirdiğini bulunmuştur. Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltabiliyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor.

5.      Kalp problemlerine yol açabilir!

Kafein, kan basıncında ani değişikliklere neden olur. Bazı hassas kişiler bunu tolere edemeyebilir. Kalp aritmisini artırır. Kalp çarpıntısına, düzensiz kalp atışlarına neden alabilir.

6.      Kahveyi yemeklerin hemen üzerine içmeyin!

Kahveyi yemeklerin hemen üzerine içmek, içerdikleri tanenler nedeniyle demir emilimini de engelliyor. Bu göz önünde bulundurularak kahveyi; yemeklerden 1.5-2 saat sonra içmek daha doğru olacaktır. 

Ne kadar tüketilmeli?

Günlük alınabilecek maksimum kafein için; kahve tüketiminizi günlük 2-3 fincanla sınırlı tutmanız sağlık için yararlı olacaktır. Kafeinsiz kahve tüketiyorsanız bu ölçü biraz daha arttırılabilir. Günlük kafein alımı 300 mg’dan az olmalıdır. Kilo kontrolü için; kahvenizi şekersiz tercih etmelisiniz. Böylece fazladan kalori almaktan da kurtulmuş olursunuz. Kahvenize süt ekleyerek tüketebilirsiniz. Bu şekilde hazırladığınız protein kalitesi yüksek, tok tutan ve kalsiyumdan zengin süt katılmış kahvenizi ara öğünlerde tercih edebilirsiniz. Kahvenin, kan şekerini dengeleme özelliği de bulunduğundan sağlıklı bir ara öğün alternatifidir.

ÖNEMLİ!

Çocuklar, yetişkinlerin tüketebileceği kafein miktarının en fazla ¼ kadarını tüketmeli, daha fazlasına izin verilmemelidir. Kafeinin yararlarından bahsettim, ama kafein sadece kahve de değil aynı zamanda kolada, çayda, bitter çikolatada kafein bulunmaktadır. Mesela kolada kafeinin yanı sıra gazlı bir içecek olması, şeker ve gıda katkı maddelerini içerir. Mümkünse kafein alımını çay, kahve ve az miktarda bitter çikolatadan karşılanmalı, kola gibi içecekler tercih edilmemelidir.
Kafeininde belli miktarda alımı yarar, fazlası ise zarara neden olmaktadır. Bu yüzden özellikle kahve tüketmeye düşkün bir toplum olarak daha temkinli olunmalı, tüketim zamanı ve miktarı konusunda dikkatli davranmalıyız.

                                                   Güzel sohbetler eşliğinde kahve tüketilen günler dilerim.. J

29 Haziran 2015 Pazartesi

Yazın Güzelliklerinden "Dondurma"

Yaz ayının geldiğini her ne kadar soğuklardan dolayı fark edemesek te yaz aylarında  dondurma sevilerek en çok tükettiğimiz tatlılar arasındadır. En çok serinletici olması cezbeder insanı.. Ramazan ayında olduğumuz şu günlerde evlerde hep bir gelenek vardır, yemekten sonra tatlı.. J Midemizi çok yormamak adına şerbetli tatlılar yerine dondurmayı tercih etmek daha sağlıklı olacaktır. Özellikle diyet yapanlar için en çok sorulan sorular;  Dondurma yesem diyetim bozulur mu? Meyveli olanını mı yoksa çikolata vb. olanları mı tercih etsem? Light dondurma mı yesem? Bu tür sorularla çok karşı karşıya kalırız. Yaz ayının gelmesiyle çok kafa karışıklığı yaşarız. Gelin o zaman bu sorularınıza bu yazıda cevap bulalım. J

 Dondurmanın Besin Değeri Yüksektir!

 Yeterli ve dengeli beslenme için her gün tüketilmesi gereken süt ve süt ürünleri grubunda yer alan dondurma; protein, karbonhidrat ve yağın yanı sıra A, B, C, D, E vitaminleri, kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko gibi mineralleri içerir. Diğer tatlılarla karşılaştırıldığında daha besleyici bir seçimdir. Dondurmanın kalori değerini, un ve şekerden yapılan diğer hamurlu tatlılara oranla çok daha düşüktür. 100 gram sütlü dondurma yaklaşık 190 kalori içerir. Normal bir külah ise yaklaşık 20 kaloridir. 2 top dondurma 1 porsiyon meyve değişimine eş değerdir.   

Dondurma Diyetimi Bozar Mı?

Eğer yeterli ve dengeli beslenip spor yapmaya özen gösteriyorsanız dondurma yemenizde hiçbir sakınca yoktur.  Tatlılar arasında en masum olanıdır. Özellikle tatlı krizlerinde tüketmek için birebirdir. Haftada 2-3 kez tüketilebilir. Önemli olan kişiye özel olarak miktarının ayarlanması ve ona göre diyete konmasıdır.

Meyveli Olanını mı Yoksa Çikolata vb. Olanları mı Tercih Etsem?

Günümüzde tüketebilirliği artırmak açısından çeşit çeşit dondurmalar üretilmektedir. Özellikle sade dondurma Kahramanmaraş’ın ülkemize güzel bir hediyesidir. Meyveli ve sütlü olanlar daha az kaloriye daha düşük yağa sahiptirler. Bunun seçimi size kalıyor tabi ki..J  

Light Dondurma mı Yesem?

Eğer kilo kontrolüne önem veriyorsanız light dondurmayı tercih edebilirsiniz. Böylece yağı ve şekeri azaltılmış, kalorisi daha az bir dondurma yemiş olursunuz. Fakat nasıl olsa light dondurma yiyorum diye üzerine karamel, krema, fındık, fıstık parçacıkları ilave ettirirseniz kalorisini arttırmış olursunuz.

Çocuklar İçin Önemli Bir Besin Kaynağıdır!

Yoğun süt içeriği nedeniyle çocuklar için önemli bir besin kaynağıdır. Büyüme ve gelişmesine destek olmaktadır. Özellikle süt ile kıyaslandığında besin ögeleri ve enerji bakımından daha zengin bir besin kaynağıdır. Dondurmanın  100 gr daki kalsiyum sütten daha fazladır. Bu nedenle yaz aylarında çocukların kalsiyum gereksinmelerini, özellikle kemik gelişimleri açısından dondurmayla karşılanabilir.

Peki Tüketirken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Dondurmanın besin değeri açısından çok değerli bir besin olduğunu söyledik. Peki bu güzelliğe karşın dikkat etmemiz gereken şeyler neler? Evet, çok besleyici diyerek yeriz ama birden bu yediğimiz dondurma yaşamı ciddi etkileyebilir. Dikkat edilmesi gereken en önemli husus, sağlıklı ve hijyenik şartlarda hazırlanmış dondurmanın tüketilmesidir. Bunun için de dondurmanın pastörize sütten yapılması ve hijyenik koşullarda üretilmesi çok önemlidir. Süt, mikroorganizmaların üremesi için çok iyi bir ortamdır. Sağlıksız koşullarda üretilen dondurmada bakteriler kolaylıkla üreyebilir ve zevkle yediğimiz dondurma sağlığı bozucu hale gelebilir. Bu nedenle özellikle açıkta satılan dondurmalar ve buzlu içecekler satın alınırken dikkatli olunmalı, güvenilir olmayan yerlerden, sokak satıcılarından dondurma satın alınmamalıdır. Paketlemiş ve etiketlenmiş dondurmaların bulunduğu soğutucuların, yeterli soğuklukta ve çalışıyor olması da göz ardı edilmemelidir. Üretim sırasında Gıda Kodeksine uygun olan katkı ve renk vericilerin kullanılması, paketleme ve etiketlemelerin titizlikle yapılmış olması, üretim sonrası dağıtımda da soğuk zincire uyulması büyük önem taşımaktadır.  Bunlara dikkat edersek dondurmayı güvenli bir şekilde tüketebiliriz. Hem sağlığımız için yararlı olacak hemde iyi bir tatlı seçimi olacaktır.. J

                                                                                                          Sağlıklı Günler Dilerim.. J

28 Haziran 2015 Pazar

Yaşam Kaynağı "SU"

Hiç düşündünüz mü? Su neden insan yaşamı için bu kadar önemli? Su insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli ögedir. Oksijen alımı durursa ölürüz, aynı şekilde su içmediğimiz zaman ise ancak birkaç gün dayanabiliriz. Yetişkin bir insan besin almadan bedenindeki karbonhidrat ve yağın tümünü, proteinin yarısını, suyun ise %10’unu yitirdiğinde yaşamı tehlikeye girer. Bedende ki su miktarının %20 eksilmesi ölümle sonuçlanır. Peki suyun yararlarına genel olarak bir bakarsak;


Suyun Başlıca İşlevleri
ü  Ağızda besinin çiğnenerek yemek borusundan akabilir duruma gelmesi
ü  Midede sıvılaşması, sindirimin başlaması, ince bağırdakta sindirimin sürdürülmesi, sindirilmeyen ögelerin kalın bağırsağa taşınması, sindirilen ögelerin kana emilmesi
ü  Metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması,
ü  Vücut ısısının denetiminin sağlanması,
ü  Eklemlerin kayganlığının sağlanması olarak söylenebilir.

İdrar Renginize Dikkat Edin!

Vücutta ki suyun yeterli olduğunun en iyi göstergesi idrarın rengidir. Vücutta yeterli düzeyde su olduğunda idrar rengi açık berrak ve kokusuzdur. Rengin koyulaşması yeterli su alınmadığını gösterir. 

İçecekler Suyun Yerini Alır Mı?

En çok sorulan sorulardan biridir. Ben su içmeyi sevmiyorum, unutuyorum, aklıma bile gelmiyor onun yerine bu tür içecekleri tüketebilir miyim? Kahve, çay ve kola gibi kafeinli içecekler, verdiklerinden fazla su atımına neden oldukları için, vücudun sıvısını azaltmaktadır. Alkollü içecekler de aynı şekildedir. Su içme, vücudun sıvı ihtiyacı için en iyi yöntemdir.

Suyu Sıcak Tüketmek Yağları Mı Eritiyor?

Bu konuda çok yaygın bir inanış var. Sıcak su yağları mı eritiyor? Keşke böyle mucizevi bir formül olsaydı J Keşke evet diyebilseydim, işimiz çok kolay olup obeziteyi ortadan kaldırabilseydik! Sıcak su ile soğuk su arasında ki tek fark mideyi boşaltma hızlarıdır. Soğuk su mideyi 20 dakika içerisinde terk ederken, sıcak su 80 dakikada terk ediyor. Sıcak su uzun süre kaldığı için tokluk hissi veriyor o yüzden bazı diyetlerde sıcak su veriliyor. Yağ yakımı için değil de tek nedeni çabucak acıkmasınlar ve iştahı azaltsın diye J

Su, Bazı Hastalıkların Riskini Azaltır!

Araştırmalar daha yüksek oranda su tüketiminin aşağıdaki hastalık risklerini düşürdüğünü göstermiştir:

Ø  Soğuk algınlığı
Ø  Kabızlık
Ø  İdrar yolu enfeksiyonları
Ø  Böbrek taşları
Ø  Mesane kanseri

 Cilde İyi Gelen Mucizevi İçecektir!

Su cilde en son ulaşmaktadır; eğer vücudunuz yeterli su almazsa, cildiniz bundan diğer organlardan fazla etkilenir. Su, cildin susuz kalmasını önleyerek, cildinizi daha düzgün, yumuşak, esnek ve kırışıksız hale getirir.

Kilo Kaybetmede Yardımcıdır!

Bazen midemizin kazındığını hissederiz, aslında bu kazınma açlıktan değil susuzluktandır. Bunu anladığımız zaman abur cuburlara yönelmek yerine su içersek tok hissetmemizi sağlayacak ve iştahı azaltacaktır.

Ne Kadar Su Tüketmeliyim?

Ne kadar su içmeniz gerektiği vücudunuzun büyüklüğüne, fiziksel olarak aktif olup olmadığınıza bağlıdır. Ortalama 2-3 lt sıvı tüketilmesini öneriyoruz.

ÖNEMLİ!

Genel olarak, özellikle ramazan ayında olduğumuz şu günlerde 16-17 saatlik bir açlık durumunda su kaybı çok fazladır. Bu yüzden sıvı alımı çok önemlidir. Özellikle iftarla sahur arasında gün boyunca alamadığınız sıvı ihtiyacını karşılamanız gerekmektedir. Ne yazık ki yeterince su tüketmiyoruz. Ben su içemiyorum, unutuyorum diyorsanız eğer su da bir alışkanlıktır. Kendinize bir şişe alın ve onu yanınızda her yere götürün. Hatta yatarken şişenize su koyup, başınızın kenarına koyun. Susamayı beklemeden aralıklarla için bir süre sonra göreceksiniz ki artık su sizde alışkanlık olmuş olacak. Hatta o olmadan eksikmişsiniz gibi hissedeceksiniz. Eğer tadını sevmiyorsanız, limon ya da sebze meyve parçalarını suyun içine atabilirsiniz.  Unutmayın su yaşam kaynağıdır!


                       Yaşam suda başlamıştır ve suyla devam edecektir! Sağlıklı günler dilerim.. J

26 Haziran 2015 Cuma

Karpuz Aşkına!

Yazın geldiğinin en önemli habercilerinden biridir karpuz! Kütür kütür, sulu sulu yemede yanında yat dedirtir insana! Karpuz sevenler el kaldırsın! Heralde sevmeyen insan sayısı çok azdır diye düşünüyorum. Özellikle de ramazan ayında olduğumuz şu günlerde insan daha fazla tüketmek istiyor. Karpuz yalnızca bir meyve değil, doğru tüketildiğinde vazgeçilmez bir besin desteğidir. Her besinde olduğu gibi karpuzun ne olduğunu anlamak ve nasıl tüketeceğimizi bilmek de çok önemli.

"Ramazanda sıvı alımı çok önemli. Ramazan ayında olduğumuz için oruç tutanların su kaybı fazladır. Ne yazık ki yeterince su tüketmiyoruz. Suyun yerini hiçbir şey tutmaz ancak vücudun susuz kalmaması için sulu gıdalar tüketilmesinde büyük fayda var. İşte karpuz sıvı yönünden en zengin meyvelerin başında geliyor. Karpuz böbrekleri çalıştırıyor, idrarı düzenliyor". O yüzden yemekten 2 saat sonra 1 dilim karpuz tüketilebilir.

Hastalıklara yardımcı!

Bazı araştırmalar, astımdan kalp çarpıntılarına, diyabetten kolon kanserine kadar pek çok hastalıkta yardımcı rol oynadığını kaydediyor. Belki de bu yüzden en iyi 10 gıda arasında yer alıyor. Tatlı, sulu karpuz içeriğinde pek çok antioksidan yani kansere karşıt madde taşıyor. Bununla beraber harika bir Vitamin C, B ve A kaynağı olduğunu da söyleyebiliriz. Kırmızının gücü olan bu antioksidanlar, serbest radikaller dediğimiz kanserojenlerle  savaşıyor. Vee tabi ki düzenli tüketirsek serbest radikallerin önüne geçiyoruz!

Yorgunluğu dindirici gücü!

Aynı zamanda B ve C vitaminlerinden zengin olduğu için yorgunluğu gideriyor, vücuda zindelik veriyor. Özellikle iftardan sonra üstümüze bir rehavet çöküyor. Bu yüzden tüketmeye özen göstermeliyiz.

Sevilmeyen çekirdekler!

Birçoğumuz karpuzun ve hatta birçok meyvenin çekirdeğini sevmeyiz. Hatta tek tek ayırmaya çalışırız. Ama bakın o ayırdığınız çekirdekler ne kadar değerli! Çekirdeğinde bulunan likopen maddesi kalbi enfarktüsten koruyor. Çekirdeklerinin mideye herhangi bir zararı yok. Tam fayda sağlamak için karpuzu tüketirken çekirdekleriyle birlikte ve çekirdekleri kırarak tüketmekte fayda var.
Karpuzun iyi bir B6, B1 vitamini deposu olduğunu da söyleyebiliriz. İçerdiği potasyum ve magnezyum mineralleri ile bir maden deposu gibi. Bir ay dilimi karpuzun 48 kalori olduğu düşünüldüğünde, doğru tüketildiği zaman diyet menülere uygun bir gıda olduğunu da söylemek mümkün..
Karpuz aşığı bir diyetisyen olarak şunu söylemeliyim ki; Her besin gibi karpuz da gereğinden fazla tüketildiğinde fazla kilolara sebebiyet verebilir. Pek çoğumuz şu geçirdiğimiz sıcak havalarda, özellikle de ramazan ayında iftardan sonra soğuk bir karpuzla serinlemek isteriz. Karpuzu afiyetle yerken de ipin ucunu biraz kaçırırız. ‘Karpuz su sayılır canım, ne olacak?’ demeyin. Her şey ölçüsünde güzel, dengeli ve sağlıklı!
Vee tabi ki karpuzu sadece çatalla yemek istemeyebilirsiniz! Sıcak günlerde serinlemek için birçok alternatifi olabilir. Mesela;

Karpuzlu Smoothie


İçindekiler

- 1 Dilim Karpuz
- 0.5 Su Bardağı (200 ml lik) Yoğurt (Yağsız)
- 10 gr Pudra Şekeri

Hazırlanışı

Karpuzlu smoothie yapmak için malzemelerin tümünü el brenderi ile püre haline getirin. İsteğine göre, kalan karpuz parçalarını da buzluğa koyup donmasını bekleyerek daha sonra buz yerine kullanabilirsin. Karpuzlu smoothie servise hazır. Afiyet olsun! J

Karpuz Frozen

 İçindekiler

-1 dilim karpuz
-1 kase buz
-1 yaprak nane

Hazırlanışı
Karpuz dilimindeki çekirdekleri temizleyin. Küp şekline kesip mutfak robotuna alın. Buz parçalarını ilave edip 1-2 dakika çırpın. Naneyi üzerine koyarak hemen servis yapın. Karpuz frozen artık hazır, afiyet olsun! J


 Her ne kadar çok sevsekse her besinin ölçüsünde tüketildiği günler dilerim.. J

25 Haziran 2015 Perşembe

Ekmek Tüketimi Kilo Aldırıyor mu?

Merhabaalarr, çevremde en çok karşılaştığım sorulardan birini bugün sizlerle paylaşmak istedim. Ekmek kilo aldırıyor mu? Ben her şeyden yiyorum ama ekmek yemiyorum sizce doğru mu? Ekmek yemememe rağmen hala kilo alıyorum, neden?  Aslında ekmeğin adı çıkmış durumda. Malesef sosyal medya yüzünden yanlış yönlendirmeler çok fazla. Yapılan öneri çok basit! Ekmeği hayatınızdan çıkarın ve zayıflayın! Peki, ekmeği hayatınızdan çıkardığınız beslenme programında sağlığınız ile ilgili karşılaşabileceğimiz sonuçları hiç düşündünüz mü?



Ekmek Olmadan Sağlığımız Tehlikede!

Kilo verme uğruna sağlımızı tehlikeye atıyoruz. Bireylerde kalp damar rahatsızlıklarında, böbrek hastalıklarında, yeme ve davranış bozukluklarında, diyabet hastalığında, karaciğer hastalığında ve daha birçok sağlık probleminde artışa neden olabiliyor.

Kilonun Tek Suçlusu Ekmek Değil!

Diyetten ekmeğin çıkarılması yemeklerin daha çok tüketilmesine neden olur. Ben hiç ekmek yemiyorum” diyenlerin bazen her öğünde bir tabak pilav yediklerini gözlemliyoruz. Oysa 1 dilim ekmek, 2 kaşık pirinç ya da bulgur pilavına eşittir. Yani 1 tabak pilav yendiğinde, tabağın büyüklüğüne bağlı olarak, 4-12 dilim ekmek tüketilmiş gibi olabilir. Ya da  ekmek yerine çorba içenlere rastlıyoruz. Eğer yağlı bir çorba değilse ve küçük bir kaseyse 2 dilim ekmeğe eşittir. Ama büyük bir kaseyse 4 dilim ekmektir. Su ve inorganik minerallerle yapay tatlandırıcılar dışında yediğimiz her şey bedenimizde enerjiye dönüşür. Bu enerji bazal metabolizma ve fiziksel aktiviteyle harcanamazsa yağa dönüşür ve şişmanlarız. 

Ekmek Besleyicidir, Tok Tutar!

Tam buğday unundan yapılan ekmek besleyicidir, diyet lifi içeriği yüksek olduğundan yavaş sindirilir, tokluk verdiğinden daha az tüketilir. Üç öğün yemekle birlikte bir dilim ekmek yemenin şişmanlıkla ilgisi yoktur. Her besinde olduğu gibi tam buğday ekmeğinin de fazla tüketilmesi kilo aldırabilir.

Ekmek Kilo Aldırmaz, Verdirir!

Tam tahıllı ekmekler yağ oranınızı düşürerek kilo kontrolüne yardımcı olur ve metabolizma hızınızın yavaşlamasını engeller. Yani bu ekmekler şişmanlatmaz aksine zayıflamaya yardımcıdır. Diyetinizde tam tahıllı ekmek tüketmek geri dönüşümsüz kilo vermenizi sağlar. Düzenli tam buğday, çok tahıllı, yulaf ve çavdar ekmekleri tüketimi karın çevresi yağlanmasını azaltır. Kalorisi düşük bir besin olan ekmek çok kısa sürede enerji metabolizmasına katılıp enerjiye çevrilir.

 Ekmeği Nasıl Tüketirsek Kilo Alırız?

Örneğin, yağlı yemekle çok ekmek yenmesi, ekmeğin üzerine tereyağı reçel sürülerek yenmesi, yağda kızartılmış köfteyle aşırı ekmek yenmesi durumunda alınan enerji artar, hareket ederek bu enerji harcanmazsa kilo alabiliriz. 

Tam Tahıllı Ekmeklerin  Sağlığa Etkileri Saymakla Bitmez!

ü   Felç riskini %30-36 düşürür.
ü   Diyabet riskini %21-30 düşürür.
ü   Kalp Hastalıkları riskini %25-28 düşürür.
ü   Kilo alımını engeller, kilo vermeye yardımcı olur.
ü   Astım riskini düşürür.
ü   Karotid arterlerin sağlıklı çalışmasını sağlar.
ü   Enflamasyona bağlı hastalıkları azaltır.
ü   Kabızlığı engeller.
ü   Kolon kanseri riskini düşürür.
ü   Yüksek tansiyonu engellemeye yardımcı olur.
ü   Diş eti hastalıklarını ve diş kaybını engeller.
ü   Uzun süreli enerji vererek, iş gücü kapasitesini artırır.
ü  Tam tahıllı ekmekler B12 hariç tüm B grubu vitaminlerinin temel kaynağı olduğu için tiroit rahatsızlığı olanlar için en ideal besindir.

ü  Tam tahıl ekmeğinde yer alan B grubu vitaminler metabolizmada anahtar rol oynar.

Genel olarak baktığımız zaman, 1 dilim ekmek ortalama 70 kcal, 300 gramlık bir somun ekmeği ise 840 kcal’dır. Biz diyetisyenler olarak sadece zayıflamak için değil, aynı zamanda sağlık içinde tam buğday, çok tahıllı, yulaf ve çavdar ekmekleri tüketimini tercih ediyoruz. Ölçülü olmak şartıyla!  Ekmek bizim en temel besinimiz!  Ekonomik yönden ulaşılabilir bir besin.. Ekmeğe bu kadar alışmış bir toplum olarak siz hayatınız boyunca ekmek yemeden yaşayabilir misiniz? Ekmek yiyerek zayıflamak dururken neden sağlımızı tehlikeye atalım? Ekmeğin korkulmadan tüketildiği günler dilerim.. J

24 Haziran 2015 Çarşamba

Sofraların Vazgeçilmezi ‘Hurma’

Ramazan ayının gelmesiyle sofralarımız hurmalarla zenginleşti.  Ramazan ayında sofralarımızın vazgeçilmezidir hurma. Peki onu bu kadar özel kılan nedir?  Hurma; İnsanoğlunun yetiştirdiği en eski bitki çeşitlerinden biri olup, besin içeriği açısından bakıldığında yapısında; çözünebilir-çözünmeyen posa ,15 farklı mineral bulunduran , protein ve karbonhidrattan zengin bir besindir.  Özellikle yaş hurma besin değeri açısından birçok meyveden üstündür. Glisemik endeksinin nispeten düşük olması ve lif içeriğinin yüksek olması gibi nedenlerle sağlık açısından da yararlıdır. Hurmanın antioksidan ve doğum sonrası kanamayı azaltıcı yönlerini ortaya koyan deneysel araştırmalar da yapılmıştır.
Hurma meyvesinde %44-88 oranında şeker bulunur. Potasyumdan zengindir (muzdan 2,5 kat fazla). Ayrıca, kalsiyum, magnezyum, demir ve vitaminler (A, B1, B2, niasin, C) bulunur.   Hurmada en az 15 çeşit mineral bulunur. Potasyum, bor, kalsiyum, kobalt, bakır, flor, demir, magnezyum, manganez, fosfor, sodyum, selenyum ve çinko bunlardan bazılarıdır.
Hurma proteini de çok kaliteli olup  23 çeşit aminoasit içerir. Bunlardan bazıları portakal, elma ve muz gibi meşhur meyvelerde bile bulunmaz. Ayrıca %0,5-3,9 oranında sağlık için yararlı bir madde olan pektin içerir. Lif içeriği, kalori oranları ve diğer özellikleriyle birleştirildiğinde ister istemez “Hurma insan için ideal besin maddesi midir?” sorusu akla gelmektedir. Çeşitli meyvelerle karşılaştırıldığında hurmanın enerji, lif ve mineral içeriği açısından en zengin olduğunu söyleyebiliriz.  
ü  Hurma; yüksek selenyum içeriğiyle antioksidan-kansere karşı koruyucu bir besindir. Bilimsel araştırmalar hurmanın soğukta muhafaza edildiği durumda antioksidan yoğunluğunun arttığını göstermektedir.
ü  Yapılan bir başka çalışmada; Hurmanın mide ülserini iyileştirici özelliğinin de antioksidan etkisiyle olduğu düşünülmektedir.
ü  Yoğun vitamin, mineral içeriğiyle bedensel ve zihinsel gelişimi sağlar. Çocukların beslenmelerinde her gün en az 2 adet hurma bulunması önerilmektedir.   
ü  Çözünebilir posa içeriğiyle ( %6,5-18) gaz ve kabızlık gibi sindirim sistemi sorunlarını tedavi edici yönü vardır.    
ü  A vitamini içeriğiyle (100 gr’ında 11-15,6 mg) gece körlüğüne iyi gelen hurma, göz sinirlerini kuvvetlendirici etkiye de sahiptir.
ü  Hurmanın 100 gr’ ında 6-13 mg demir (Fe) bulunur. Bu yönüyle kansızlığa karşı koruyucu ideal bir besindir. 
ü  Sinir sistemi sağlığını korur, diş minesini güçlendirir.

İftar Sofralarında Neden Orucu Hurmayla Açmayı Tercih Ediyoruz?
Oruç süresinin 16-17 saate çıktığı ramazan ayında , uzun süreli açlık sonrası birden besin alımı kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olabilmektedir.  Hurma her ne kadar karbonhidrat yönüyle zengin bir besin olsa da; iftarda orucu hurma ile açmak ve yemeğe hurma ile başlamak hem kan şekeri dengesini sağlamada hem de iftar sırasında aşırı besin tüketimini engellemede etkilidir.

Genel olarak hurmaya baktığımız zaman, ramazan ayının dışında hem besin içeriği yönüyle çok kaliteli, hem de sağlık açısından çok yararlı olup, günlük beslenmemizde de yer vermemiz gereken değerli bir besindir.  Günlük yaşamımızda hurma farklı şekillerde de tüketilebilir; Bir tarif verecek olursak,

Hurma Milk Shake

İçindekiler
½ kase çekirdekleri çıkarılmış doğranmış hurma
3 top dondurma ya da donmuş yoğurt (vanilyalı)
½ kase süt

Hazırlanışı
Sütü ve hurmaları bir blender de çekip püre haline getirin. Dondurmayı ya da donmuş yoğurdu ilave edin ve pürüzsüz olana dek çekin. Uzun bardaklarda servis edin.




Afiyet Olsun.. J

23 Haziran 2015 Salı

Kırmızının Sihri, Kirazların Bolluğu!

Merhabalar, bu yıl dost, akraba, komşu her bölgeden o kadar çok kiraz getirdi ki, ben bu yılı kiraz yılı ilan ediyorum. O kadar bereketli ve bol ki insanlar artık fazlalığından dağıtıyorlar. Küçükken ağaçlara çıkar toplar, kulaklarımıza küpe yapardık, onun eğlencesi çok ayrıydı.. Bu bizim için çok sevindirici bir haber tabi ki. Çünkü kirazın faydaları saymakla bitmez. Ayrıca benim de çok sevdiğim meyveler arasındadır. Kirazın faydaları arasında öne çıkan nokta, meyvenin antioksidan bakımından zengin olması ve bu sayede pek çok organı hücre hasarına karşı koruması. Buna ek olarak tam bir vitamin ve mineral deposu olan kiraz C, A, K vitaminleri ile fosfor, demir ve kalsiyum gibi önemli mineraller bakımından çok iyi bir kaynak.
Doğal bir tat ve lezzet içeren kiraz, yoğun meyve şekeri içermektedir. 100 gramı yaklaşık 40 kaloridir. Michigan Üniversitesi'nin araştırmasına göre; kirazın kolesterolü ve kan şekerini düşürücü ve kalp sağlığını iyileştirici etkisi var. Kirazın yoğun antioksidan içeriğiyle kalp sağlığını koruduğu belirtiliyor. Artrit, gut hastalığı, peklik, sindirim bozukluğu, şişmanlık gibi rahatsızlıklarda da etkilidir.

Kirazın Yararları

Ø  Kiraz vücudun bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olan antosiyanin gibi flavonoidler bakımından zengin olan bir meyvedir. Aynı zamanda C vitamini içeriği ile virüslere ve bakterilere karşı savaşarak bağışıklık sistemini destekler.
Ø  Araştırmacıların yaptıkları inceleme sonucu 20 kiraz bir aspirinle eşdeğer olup, içinde bulunan antosiyanin maddesi E ve C vitaminler de benzer antioksidan etki yapmaktadır. Güçlü bir ağrı kesicidir. 20 kirazda 12-25 mg arası antosiyanin maddesi bulunduğu için bu maddenin ağrı kesici etkisinin, aspirinden 10 kat fazla olduğu tespit edilmiştir.
Ø  Eklem ağrılarını rahatlatmayı ve göz hastalıklarına karşı korumayı sağlayan güçlü bir iltihap önleyici madde olan kuersetin içerir.
Ø  İçerdiği zengin mineraller ile vücudun su dengesini düzenler. Kabızlığı giderir. Kolesterol ve kan şekerini düşürür ve damar sertliğinin tedavisinde de etkili bir besindir.
Ø  İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu olan kiraz, vücudun zehirli maddelerden temizlenmesini sağlar. Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesinin önlenmesinde etkilidir.
Ø  Kiraz, elajik asit adlı bileşiği yoğun miktarda içeriyor. Elajik asit, sentetik ve doğal kanserojen maddeleri etkisiz hale getirir ve onların sağlıklı hücrelere hasar vererek kanserli hücreler haline getirilmesini engeller.

Yan Etkileri: Her hangi bir yan etkisi yoktur. Ancak bir kerede 500-1000 gr. kiraz yiyenlerde karın ağrısı görülmektedir. Özellikle tam olmamış veya iyi çiğnenmemiş kiraz bağırsaklarda mayalanma yaparak gaz şişkinliğinin, karın ağrısının artmasına neden olur. Bu durumda gazlı maden suyu içmekten kaçınılmalıdır. 1 porsiyon : 15 kiraz olduğu unutulmamalıdır. 

Efsane Çay

Bu yıl kiraz çok bol demiştim, o halde bu avantajdan yararlanarak küçükken küpe yaptığımız sapları şimdi çay yapmaya ne dersiniz?  Bu bollluğun avantajını kullanarak kiraz sapı içmeyi ihmal etmeyin. Benimde çok sevdiğim kiraz sapı çayını şu şekilde hazırlayabilirsiniz; 30 gram kiraz sapını 1 litre suda 10 dakika kaynatmalısınız. Bu şekilde tükettiğiniz zaman böbrekleri çalıştırarak, diüretik (idrar söktürücü), kan ve idrar yolları temizleyicisi, safra akımını sağlayıcı, bağırsak düzenleyici etki gösterecektir. Yararlı etkileri olduğu kadar, rahatlıkla tüketebileceğiniz bir tada da sahiptir. Ramazan ayında olduğumuz için vücutta su kaybı fazladır. Kiraz sapınında diüretik etkisi olduğu için ölçülü tüketmeye özen gösterilmelidir. 
                                                                                         
  Sağlıklı Günler Dilerim..   J